Okuma süresi: 6 dakika
Selam! Bu sayımız Mart ayında kutlamayı en çok sevdiğimiz günlerden biri hakkında: 8 Mart! Bu yıl, 8 Mart ruhuna birlikte hazırlanalım istedik, sen de hazırsan başlayalım!
bu sayıda neler var?
📔 tabukamu sözlük: Bu haftanın konuları özelinde sözlüğümüzü aralıyoruz.
✊ 8 Mart’ın nasıl ortaya çıktığını biliyor musun?: 8 Mart’ın tarihinin peşine düşüyor, kısaca bugünün arkasında yatan olayların neler olduğuna bakıyoruz.
🗣 8 mart kimin günü?: 8 Mart, “Dünya Kadınlar Günü mü Emekçi Kadınlar Günü mü?” tartışmalarının ötesine geçip, kendini feminizmin öznesi olarak gören tüm insanların 8 Mart’ı kutlu olsun diyoruz.
💪 bu 8 Mart’ta hep birlikte değişmek, güçlenmek için: Aktivizm rehberine dahil edebileceğin 4 pratik önerimizi paylaşıyoruz.
👀 kimler neler araştırıyor?: tabukamu e-bülten’de artık yaygınlaştırılmasına destek olmamızı isteyeceğin tez çalışmalarının duyurularına yer veriyoruz. İstersen bize selam@tabukamu.com adresinden ulaşabilirsin.
ayrıcalık: Bir insan ya da gruba, sahip olduğu ya da olmadığı şeylerden ya da kimliği sebebiyle tanınan avantajlar, haklar veya dokunulmazlık.
cinsiyetçilik: Bir cinsiyetin diğerinden üstün olduğunu savunan görüş ve ideolojidir. Cinsel ayrımcılık ise insanların diğer insanlar hakkındaki yargıları, kişisel değerlerden çok cinsiyete dayandığında ortaya çıkan ve kimi zaman nefret içeren çatışmalı durumdur. Daha genel olarak cinsiyete dayanan her tür ayrım, cinsel ayrımcılık olarak tanımlanabilir.
kadınlık: Toplumun kadınlar için uygun gördüğü veya kadınlarla ilişkilendirdiği bütün rolleri, sorumlulukları, düşünce ve davranış biçimlerini tanımlar. Toplumsal cinsiyet rollerine işaret eder; bu toplumdan topluma ve zaman içinde değişkenlik gösterebilir.
toplumsal cinsiyet: Cinsiyetin sosyal, toplumsal ve politik boyutlarından bağımsız düşünülemeyeceğini vurgular. Bu kavram, atanmış cinsiyetlerine göre insanlara yüklenen duygu, düşünce ve davranış kalıplarını, beklentileri, sorumlulukları ve rolleri kapsar.
toplumsal cinsiyet temelli şiddet: İnsanların toplumsal cinsiyet bağlamında cinsiyet kimlikleri, cinsel yönelimleri, cinsiyet ifadeleri ya da cinsiyete bağlı beden özellikleri sebebiyle şiddete maruz bırakılmasıdır.
8 Mart’ın nasıl ortaya çıktığını biliyor musun? ✊
1857: 8 Mart’ın tarihi 1857 yılında New York’ta bir tekstil fabrikasında, 40.000 kadın dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları ve eşit ücret talepleriyle yaptıkları bir grev sırasında çıkan bir yangına dayanıyor. 129 işçinin öldüğü bu yangının tarihi, kadınlar için önemli bir mücadele gününe dönüşüyor.
1908: 15.000 kadın tekstil işçisi, New York’ta yürüyüş yapıyorlar ve çalışma saatlerinin azaltılmasını, çocuk işçiliğin yasaklanmasını talep ediyorlar.
1910: Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferası’nda, ölen kadın işçiler anısına Mart ayında bir günün Dünya Kadınlar Günü olarak belirlenmesi öneriliyor. Bu öneri oy birliğiyle kabul ediliyor.
1921: 8 Mart Türkiye’de de “Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü” olarak adlandırılmaya ve kutlanmaya başlanıyor.
2003: İlk kez Feminist Gece Yürüyüşü yapılıyor. Feminist Gece Yürüyüşü, ataerkil düzene karşı feminizmi savunan bir etkinlik olarak düzenlenmeye başlanıyor ve engellemelere rağmen devam ediyor.
8 Mart kimin günü? 🗣
Son on yıllardaki 8 Mart etkinliklerinde “Kadınlar Günü mü yoksa Emekçi Kadınlar Günü mü?” tartışmalarını duymuş olabilirsin. Bu tartışmalar bazen 8 Mart’ın yalnızca bazı kadınları ilgilendirdiğini veya “yanlış” insanlar tarafından kutlandığını öne sürer. Fakat günümüzde 8 Mart yalnızca kadınlar tarafından değil, feminist düşünce ve akımı büyüten LGBTİ+’lar ve aktivistler tarafından da sahipleniliyor. 8 Mart genellikle “Dünya Kadınlar Günü” olarak bilinse de bazen kısaca 8 Mart olarak da kullanılıyor. Bunun amacı
feminizmin kapsayıcı yönüne dikkat çekmek,
kadınların mücadelelerinde ve dayanışmalarında yalnız olmadıklarını hatırlamak ve
feminizmin öznesi olan tüm insanların birlikte yürüdüklerini görmek.
8 Mart’ın “kimin günü” olduğunu tartışmak pek bir sonuç vermeyebilir çünkü 8 Mart’ın kime ait olup olmadığına karar verecek bir üst kurul yoktur. Feminizm, insanların cinsel kimlik, etnik köken, din, dil, sosyal sınıf gibi özellikler bakımından çeşitli olduklarını anlar ve bu çeşitliliklerin eşit bir düzende var olabilmesi için mücadele eder.
bu 8 Mart’ta hep birlikte değişmek, güçlenmek için 💪
uygulayabileceğimiz pratik önerileri derledik:
Feminizm hakkında güvenilir kaynaklara danışmak: Ana akım medya veya bazı sosyal gruplar, feminizmi veya feministleri olumsuz, yanlış ya da eksik şekillerde temsil edebilir. Bu yüzden feminizmin ne olduğu ve neyi savunduğu hakkında birçok mit ve klişeleşmiş düşünce vardır. Bilimsel makalelerden ve güvenilir kaynaklardan araştırma yapmak ve bilgilenmek, bu mitlerle mücadele yolculuğundaki ilk adımdır.
Dinlemeye önem vermek: Bazen insanlarla farklı görüşlerde oluruz, bazen görüşlerimizi birbirimize tanıtmak ve açıklamak için tartışırız. Bu tartışmalar sırasında taraflar birbirlerinin görüşlerini benimsemek zorunda değildir, önemli olan insanların düşüncelerine, kimliklerine, varoluşlarına ve ifade biçimlerine saygı duymaktır.
Kapsayıcı bir yaklaşım benimsemek: Ataerki (patriyarka) gibi bazı sistemler, yalnızca kadınlara değil, cinsel kimlik, etnik köken, dil, din, sosyal sınıf gibi kimlik göstergelerine dayanarak erkekler de dahil birçok insana baskı ve ayrımcılık uygular. 8 Mart, feminizmin tüm bu insanları kapsadığını ve ayrımcılıkla mücadelede çeşitli deneyimlerden insanların birliğiyle yürüyebileceğini hatırlatır.
İnsanlara kullanmayı tercih ettikleri isim, sıfat ve zamirlerle hitap etmek: 8 Mart’ta ve kalan diğer tüm günlerde, kimin “kadın” olduğunu belirlemek bizim işimiz değildir. İnsanlar çeşitli cinsiyet kimliklerinde olabilir ve kendini kadın olarak hissedebilir, tanımlayabilir, ifade edebilir. İnsanlara cinsiyet ataması yapmak yerine, kendilerini tanımlarken kullanmayı tercih ettikleri isim, sıfat ve zamirlerin neler olduğunu öğrenmek ve bunları kullanmak saygılı ve kapsayıcı iletişimin önemli bir özelliğidir.
kimler neler araştırıyor? 👀
Bu hafta bize ulaşan tez çalışmalarından bir tanesi Psikolog Şebnem Şahinöz’den geldi. Şebnem, Hacettepe Üniversitesi, Klinik Psikoloji Doktora programındaki tez araştırması için çocukluk çağı deneyimleri ile kişilik değişkenlerinin ilişkilerini inceliyor. Bu çerçevede,
18-65 yaş aralığındaki katılımcıları
aşağıdaki gönüllü katılım formunu doldurmaya davet ediyor. Tamamlanan her 10 anket başına TEMA vakfına 1 ağaç bağışlanıyor. Aşağıdaki butona tıklayarak ankete ulaşabilirsin!
Bizi sosyal medyada takip ediyor musun?: Instagram 🎞 TikTok 🪩 Twitter 🦩